25 Ocak 2010 Pazartesi

çok uzaktan bir ses boza diye bağırdı..

İstanbul o kadar yabancı bir şehir ki, evde kimse olmadığında kapısını çalabileceğin komşuannen yok yada sürekli ilaç aldığın Eczacı Amca, hasta olduğunda sana iğne vuran İğneci Nuri Amca, haftasonları  haftalık harçlığını toptan yatırdığın kitapçı yada Eyme kasetçisi yok..

Burda ne tostçu Mehmet Amca, ne Öztaylan Sütevi'nin profiterolü var.. Ne annenin serserilerle arkadaş olacaksın diye korktuğu Hükümet bahçesi nede Tepe Gazinosu.. Sevgilinle gözlerden uzak kalmak için gidebileceğin bir mendirek ve kayalar yok..

Hani oturmaktan pantalonumuzu incelttiğimiz Ziraat Bankasının o taş kaldırımı, yazları limonata içtiğimiz Kristal Çaybahçesi, basketbol maçları yaptığımız Kız Meslek Lisesi bahçesi yada Bandırma Ortaokulu..

Orhan Baba'yı unutmamak lazım, kerhaneler sokağının girişinde tükürük köfte yapardı..



Daha neler neler var çocukluğumdan kalan.. Safmışız gerçekten, masummuşuz.. Geldik işte nerdeyse hepimiz bu şehirde dik durmaya çabalıyoruz..Birini taşıyabiliyoruz derken birden sırtımıza daha büyük bir yük bindiriyorlar. Bu şehir zor, karışık, kalabalık, yalnız, mutlu, basit, sinirli bu şehir herşey.. Bizim küçük kasabamız gibi sakin ve balıkçı değil:)

Bu şehir zehirlediği balıklarını satıyor insanlara, hoş kendimizi şanslı saymalıyız ki bazılarına direk zehirini yediriyor..

Neyse konuyu fazla dağıtmadan, kar yağıyor dışarda lapa lapa, soğuktan insanlar evlerine çekildi, sokaklar ıssız kaldı.. Penceremden dışarıyı, sokağı seyrediyordum, biraz korkunç geldi.. Sanki doğa yine gücünü kanıtladı.. Derken birden derinden güçlü ve tok bir ses "bozaa" diye bağırmaya başladı.. Bu yalnızlığın, hiçliğin belki inançsızlığın.. Bu kaybolmuş şehrin içinde belki benim bile bir yerlerde unuttuğum çocukluğumu hatırlattı.. :)

İyi ki bütün bozacılar aynı şekilde bağırıyorlar:) Bandırma'da bi bozacımız vardı, bana ilk bi arkadaşım içirmişti bozayı..Sonra ara ara hep gidip içerdik onunla Koşer kuruyemişçisinin yanında.. Bol tarçınlı boza..

2 yorum:

  1. Çok sıcak:) Ben de bazen kasabasını özleyen, metrepolde üşüyen genç kız oluyorum. Eline sağlık

    YanıtlaSil

Powered By Blogger
 
;