30 Aralık 2009 Çarşamba

içimdeki anarşist1

İçimde o kadar çok kelime varki birikmiş, sanki bir başlasam konuşmaya saatlerce devam edecekmişim gibi. İnsan olabilmekten başlayıp, egolar, değer yargıları, karaktersizlikler, zorunluluklar, sevgisizlik, adaletsizlik.. diye devam edeceğim...
Bugün bir kere daha farkettim ki mevcut düzen içerisinde hayatı yaşamak bana ağır geliyor. Korkak bir anarşist var içimde sanırım.. Çekip gidebilecek cesarette değil ancak kalıp savaşacak güçte de değil.
Biri bana bundan yaklaşık bir hafta önce bu şehir, bu düzen bana kendimi unutturuyor demişti, pes etmek olarak algılamıştım ancak değilmiş..
Haklı belkide.. Bu sistem ruhlarımızı öldürüyor.. Amaçta o olabilir yani insan oğlu bu kadar yaratıcı, keşfetmeye meraklı ve akıllı iken bu kadar berbat bir sistem kurulmamış olsaydı muhtemelen evrende daha fazla gezegen keşfetmiş olurduk ve dünya çok daha yaşanılası bir yer olurdu..

Yazıkki iyiler bu savaşı kaybetmiş.. herzamanki gibi kötüler başta..

Bu düzenin, bu sistemin, çarklarının, dişlilerinin ve çıplak kralların taaaaa....

29 Aralık 2009 Salı

maskelerle sevişiyoruz..

Sana aşığım demek ne kadar kolay.. Oysa içini doldurabilmek nasıl zor. Aşk nasıl birşeydi hatırlamaya çalışıyorumda ; sıcacık, yumuşacık, şefkatli, mis gibi kokulu, masum... Kırılmayasın diye çekinir sevgili sana dokunmaya..
Değerlidir aşk, karşındaki insana değer verirsin ve tabiki düşünceli..

Belki herkes kendine göre böyle yaşıyor aşkı bilemiyorum ama benim karşıma çıkan hiçkimse senin kadar güzel sevemedi daha.. Senin kadar masum, sıcacık..

Aşkı tarif etmek o kadar zor ki ama koklamak bi o kadar kolay.. Gözlerimi kapayıp derin bi nefes aldığımda görüyorum işte orda, geçmiştede kalsa...

Yaşadım ben bunu.. her hücremin aşık olduğunu hissettim..
Cepte çay içecek para yokken saatlerce bankta otururduk, fonda Rosey Love yada Sertap Erener... susma konuşalım, dersen ona da evet, ister savaşalı ister barışalım...

Aşk ölmüş  yada bizim ruhlarımız öldü.. Bomboş sevişmeler yaşıyoruz oysa şimdi korkularımızın inadına sanki.. Kalbimizi kıran, içimizdeki sevgiyi söküp alan insanlara inat sevişmeler, doldurmak için  o dayanılmaz boşluğumuzu..

Yazık ki ne zaman birini sevmeye kalksam nasılsa değmeyeceğini, nasılsa terkedileceğimi düşünerek kaçıyorum.. Belki hepimiz birbirimizden bu nedenlerden kaçıyoruz..

Maskelerle sevişiyoruz...

1 Aralık 2009 Salı

Taş dikiş tutmaz..

Ne kadar çok örselendik.. inançlarımızı yitirdik.. paramparça edilen kalplerimiz daha fazla dikiş tutmayacak diye taşlaştırdık..

Hayat zor derler ya.. aslında hayat kolay, insanlar çok zor..
Bu yüzyılda aşk çok zor...
Doğru olan kapayacaksın kapılarını aşka, herşeye arkadaşlıkla devam..

Taş dikişte tutmaz sonra..

herşeye devam

Aslında ne yazacağımı bilmeden bi yazma dürtüsü ile başlıyorum kelimeleri bir araya getirmeye.. Aşktan bahsetmek geliyo aklıma ama vazgeçiyorum.. Aşkı tarif etmeye kasacak ruh halinde değilim..

Aslında sanki biri içime birşeyler tıkmış sonra da sıkıca kapağını kapatmış gibi.. İçime tıkılanlarda büyük bi sabırsızlık ve heyecanla dışarı çıkmayı bekliyorlar.. kapağı açacak kişi belli, açmazsa olacaklar da bellii...
Ben açıp içime fare zehiri dolduracağım tekrardan..

Gereksiz gördüğüm inançların hepsini zehirleyip, huzurlu yaşam adını verdiğim inançsızlığıma döneceğim..
Powered By Blogger
 
;