28 Haziran 2010 Pazartesi

la la la laaaa..

Öncelikle yazılarımı okuyan ve beğenilerini ileten herkese çok teşekkür ederim, bunları duymak bana inanç veriyor çünkü bu blogun sevgili günlük tadında olduğunu düşünerek kapatmayı düşündüğüm çok zaman oldu.. Aslında evet burda bi anlamda kendimi anlatıyorum, yaşadığım hayal kırıklıklarını, tanıdığım insanları, deneyimlerimi, kırgınlıklarımı, kızgınlıklarımı kaleme alıyorum.. Ben yazdıkça ve siz okudukça görüyorum ki hepimiz üç aşağı beş yukarı aynı sıkıntıları yaşıyor, benzer olaylarla inançlarımızı kaybediyor, umutlarımızı zehirliyoruz..
Aslında hayatta istediğim pek çok şeye sahibim; güzel bir ev, gelecek vaadeden bir iş, tam destek kocaman bir aile ve harika arkadaşlar.. Hayata isyan ettiğim zamanlarda sahip olduklarımı düşünüp halimden utanıyorum.. Tıpkı dün gece olduğu gibi.. Neden hep ben? Hayat bana neden hep aynı şeyi yapıyo? Aklımın içerisinde sürekli büyüyen, büyüdükçe içimde bi yerleri kemiren ve sinirlerimin kısa devre yapmasına neden olan iki soru. Güçlü, kültürlü, kendine güvenli ve sevilen bir kadının bir ilişkide dikiş tutturamama yada hep istediği adamları elinden kaçırma durumuna karşı isyan edişi..
Biz kadınlar enteresan yaratıklarız; hormonlarımız tarafından yönetiliyor, duygularımızla sürükleniyor, aklımızla büyüyor, yaralarımızla güçleniyor ve kesinlikle aşkla varolduğumuzu hissediyoruz. Bu uğurda zaman zaman elde etme savaşlarına giriyor yada birbirimize çaktırmadan minik bazen büyük kazıklar atıyoruz. Hemcinslerimizle erkekler uğruna kirli ego savaşları verebiliyoruz yazık ki. Hiç sevmem bu şekilde kadın kavramını hazmedememiş erkeklerin burunlarını kaldırmayı, egolarını tavan yaptırmayı.. Ama hayat bu bazen zaaflarının arasına sızarak bazende umutlarını sana karşı kullanarak doğrularını önüne serip, ancak onları ezip geçebileceğin bir yol açıveriyor önünde.
Herzaman hayatın uçsuz bucaksız bir okul olduğuna inandım. Yaşadığım kötü deneyimler genellikle kendimi aşmama, bakış açımı genişletmeme yaradı. Nedir doğrusu, bilmiyorum sadece günün sonunda kaybedecek birşeyim olduğuna inanmıyorum. Hiçbirimizin yok.. Tabiki, doğrularımızla çelişen kararlara vurduğunda hayat bizi, takkeyi ele alıp düşüneceğiz ancak yine de kalbindeki bando takımı belirli bir ritmle, bıkmak usanmak bilmeden beynine aynı mesajı iletiyorsa..

Denizleri seviyorsan
Dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan
Önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan
Düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan
Yalnızca hayatı seyredersin..

Eninde sonunda hayat bana bir yol açacak, belki ıssız belki kalabalık, belki loş belkide göz alıcı parlak bilemem... Tek bildiğim ben bıkmak usanmak bilmeden yürüyebilirim.. :)

16 Haziran 2010 Çarşamba

ARABESK



Işın Karaca’nın Arabesk albümünü ilk dinlediğimde nefret etmiştim.. Arabesk şarkılara onun yorumunu yakıştıramamış, kafadan silmiştim bu albümü.. Ta ki geçen gün tesadüfen bi yerde bulup dinlemeye başlayan kadar..


Arabesk bi yanımın olduğunu biliyordum ancak bu kadarını farketmemişim yada kabullenmek istememişim.. Aşk üzerine oturunca acayip damar şeyler yazabiliyorum ancak bana çok arabesk geldiği için çoğundan sonra nefret ediyorum..



Sanırım içimdeki Arabeski sevmeyi öğrenmem gerekiyor.. Belki bu şekilde kendime karşı bu acımasız tavrımdan vazgeçebilirim..

Aşağıdaki şarkıyı sizin için seçtim, Işın Karaca’dan mutlaka dinleyin.. Yanına bi duble rakı, birazda beyaz peynir, bi pakette sigara..

Kimbilir beklide yukarı çıkabilmek için iyice dibe vurmayı göze almak gerekir.. Ortalarda dolanınca yukarıya da çıkılmıyo çünkü…



TANRIM BENİ BAŞTAN YARAT

Gülmeyecek bu yüzü neden verdin bana yarab
Ya birazcık neşe ver ya beni baştan yarat

Hep terk etti sevdiklerim paramparça dünyam benim..

Baştan yarat ellerimi
Baştan yarat gözlerimi
Baştan yaz şu kaderimi
Tanrım beni baştan yarat!

Sende kaldı dileklerim paramparça dünyam benim
Sende kaldı ümitlerim paramparça dünyam benim..

Yaktın bağrımda közleri dinlettin acı sözleri
Verdin bu ağlar gözleri tanrım beni baştan yarat

Boşa gitti emeklerim paramparça dünyam benim..

Sabırtaşı yaptın beni
Her belaya kattın beni
Ne yapayım böyle beni
Tanrım beni baştan yarat..

Işın Karaca Tanrım Beni Baştan Yarat

15 Haziran 2010 Salı

Hepimiz inançsızlığımızın hafifliği altında can çekişiyoruz..

Usulca tutsan elimi ve yürüsek öylece
Sessiz sakin bir sahil kasabasında hayal et kendini
Saçlarım ılık meltemde uçuşur yüzünü gıdıklar..

Öylece sevsem işte seni,
Yanağına öpücük kondururken koklasam
Kucağında kalmak için türlü türlü bahaneler uydursam..

Bilirim ki çözüm değil zaman mekan
Sadece sana ve bana ait olan bir tek an
Biraz cesaret, birazcık inanç
İşte tek ihtiyacımız olan..

Hepimiz inançsızlığımızın hafifliği altında can çekişiyoruz..
Powered By Blogger
 
;