28 Şubat 2011 Pazartesi

Peyk - İçimdeki İz

Son zamanlarda iş yerinde, evde, her yalnız kaldığımda, bulduğum her arada dinlemeye çalıştığım bende ciddi anlamda bağımlılık yapan bir albüm var; Peyk - İçimdeki iz..

Sizi bilmem ama benim zaman zaman, sıkça içimden geçer şöyle bir okkalı küfür savurup, ceketimi alıp gitmek içinde bulunduğum düzenden.. Sonra kalabalıklar içerisinde kaybolup, görünmez olmak.. Görünmez kadın olarak avaz avaz hay sizin sisteminize...
İşte bu albüm, uyuşturulan ruhlarımıza temiz hava gibi, derin bir nefes çekince baş döndüren oksijen gibi.. İnsanı kendine döndüren, kendiyle ve genel gerçeklerle inceden dalga geçen, hayatı umursamazmış gibi yapıp fazlasıyla ciddiye alan bir albüm. Dinledikçe dinleyeceksiniz, hissettikçe alışacaksınız, aklınızda albümden bir ezgi ile yolda seke seke, kimseyi umursamadan yürür bulacaksınız belki de kendinizi kim bilir..
Birazda Peyk grubu üyelerinden bahsedeyim.. Öyle çok fazla tanımıyorum kendilerini ancak onlarla geçirdiğim birkaç saat içerisinde.. Ben çok sevdim bu adamları.. Her biri kendi şahsına münhasır ve herbiri ayrı ayrı delilik derecesinde müziğe aşık. Müzik onlar için hayatı sevmenin bir yolu gibi sanki.. Müzik piyasasında pek çok insanla tanıştım, tanıştıkça daha da çok tiksindim kokuşmuşluğundan.. Şimdi ilk defa bir umudum var.. Birileri farklı çıkarlar peşinden koşmadan, içlerinden geldiği gibi, içlerinden aktığı gibi müzik yapıyor.. Birilerine ait olmadan, özgürce..
Teşekkürler Peyk, kulaklarımızın pisini ve pasını aldın..
Ve teşekkürler Aybüke, beni bu grupla tanıştırdığın için..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Powered By Blogger
 
;