28 Şubat 2011 Pazartesi

Hüzün/Neşe

Az önce farkettim ki ben hüznü çok seviyorum. Hüzün benim vazgeçemeyeceğim bir duygu. Hani bazıları nasıl sigarayı bırakamaz ona zarar verdiğini bilse bile işte bende o hesap hüzün bulutlarıyla beraber dolaşıyorum, nerde ne zaman hüzün sağnağına tutulacağımı bilmeden.. Hüznüm benim için en az neşem kadar değerli.. Neşe ve hüzün beni besleyen duygular. Belki ikisininde yüksek miktarda bende varolması büyük bir çelişki değildir.

Zaten çelişki dediğin şey nedir ki, insanlar açıklayamadıkları tezatlıkları çelişki olarak adlandırıp kestirip atmış. Bende kendimi çok çelişkili bir insanım diye kesip atmışım aslında.. Yeni yeni farkediyorum ki, çelişki her ne kadar birlikte yaşaması güç olsada, siyah ile beyaz arasında gri ve aynı zamanda katı ile sıvı arasında esnek bir alan yaratıyor insana..

Hüzün ile neşenin çelişkisine gelincede..Hüznüme aşığım, bu zihnimi uyuşturan, gözlerimi acıtan, kalbimi sıkıştıran ve belki beni başka bir boyuta götüren bu his.. Tarifi imkansız bir haz veriyor aslında.. Neşeme de aşığım, kalbimi kıpır kıpır yapan, gözlerimi kırıştıran, dudaklarımın 32 dişimi göstermek için acıdığı, elime koluma hakim olamadığım halim.. Sürekli espiriler yapıp kahkahalarla gülen ben.. Yine hiçbirşeye değişmem..
Şimdi anlıyorum ki hüznüm olmasa neşemin kıymeti olmayacak, neşem olmasa hüznümün..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Powered By Blogger
 
;