Oysa bir zamanlar sadece müzik yapmak isteyen, kalbi dinlediği ezgilere göre ritm aksatan, tutku dolu biri..
İnsan kendinden nasıl da uzaklaşır.. Öyle uzaklaşır ki, kim olduğunu unutur.
Bir şarkı yapsam, kimse beğenmese de olur ben yapsam, ben sevsem ben söylesem durmak bilmeden, sesim kısılana kadar..
Keşke hayattan tüm beklentilerimi, düşlediğimde beni zamandan koparan, müziğe verseymişim. En azından uğradığım hayal kırıklığı tek olurdu. Herşey farklı olurdu belki diyeceğim ama.. Ne anlamsız bir cümledir o, herşey farklı olurdu.
Hayatın bu karmaşasına, kaosuna, çelişkilerine, seni sağa gösterip sola çakmalarına tadı tuzu şeklinde bakamıyorum ne yazık ki.. Ben tüm bunlara katlanamıyorum. Hangi birine yetişeceğimi şaşırdıklarım arasında, su gibi akıp giden bir zaman içinde beyhude bir mücadele benimki..
Birgün bir sihirli değnek değecek ve herşey yoluna girecek umudu ile de ne kadar gidebilir ki insan, hele ki, sihirli değneğin değiştirmesini istediklerini bile unutmuşken.
Hayat, düzen, toplum, aile, sevgili.. İnsanı kendinden uzaklaştıran olgular bunlar, olsun kendini anlayabilmek için bazen kendinden de uzaklaşmak gerek de.. Ya kaybolduysan?
Herşeyi istediğin ve herşeye sahip olmak istediğin için mücadele verdiğin zamanlarda, o herşeyin birden hiçbirşey olma durumu.. Benim çok sık başıma gelir. Sonuna kadar verdiğim mücadeleler elde ettiğim bana göre hiçliklerle ödüllendirilirken, hayat yolunda doğru bir yerde durduğumu ve gitmem gereken yere doğru adımladığımı hiç sanmıyorum. Durmak pes etmek demektir, pes etmemek için önüme gelen yollara gire çıka devam ediyorum.
İşte böyle, herşeyi isteyip, hepsi için çabalarken.. Gittiği yoldan oluyor insan, bir de bakıyor ki kocaman bir hiçliğin içinde debelenip duruyor!!!
Alın size yolların sonu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder