20 Ağustos 2009 Perşembe

Yazmaktan korkuyordum

Beğenilmeyeceğini sandığım tarzım nedeniyle hiç yazı yazamadım bu güne kadar. Hiç bir zaman güzel bir şeyler yazabileceğime inanmadım. Nedeni belki lisedeyken kendini mükemmel sanan en yakın arkadaşımın yazılarımda sürekli imla hataları bulmasıydı, kimbilir. Hepimizin hayatında böyle insanlar yok mu? Hevesle yapmaya çalıştığınız ve sonunda birşeyler ürettiğiniz iş için size kendinizi yeteneksiz hissettirecek yorumlar yaparlar... Bir iki üç ve sonunda denemekten vazgeçersiniz...
Genel gerçeklere inanan bir toplumda yetiştik, birkaç kişi benzer yorumları yapıyorsa hayır benim dediğim doğru diyecek gücümüz hiç olmadı yada söylediğimizde bize çevrilen o küçümseyen gözlerden, belki de dışlanmaktan yorulduk. Birazda kabul etmek savaşmaktan daha kolay geldi.. Sonunda o gözlerimizi parlatan değerlerimizden vazgeçtik.
Yaptıklarımız değil de yapamadıklarımız için pişman oluruz oysaki. Pişmanlık içinde sürekli umutsuzluk yetiştiren bir oda açar. O umutsuzluklarla yaşamaya çalışır ama onları aşmak için çabalamayız, hepte aynı bahanenin altına sığınırız, bu yaştan sonra, ikinci alternatifte geçti artık.
İşte ben bunları daha fazla yaşamamaya karar verdim. İçimdeki umutsuzluk makinesini yok etmeye karar verdim. Belki gerçekten yeteneksizim, belki de sıradan, kimbilir belki hiç kimse okumayacak yazdıklarımı ama kimsenin an itibariyle kimsenin önemi yok. Kendim için yazmaya karar verdim ve başkaları yüzünden vazgeçebileceğim herhangi birşey artık yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Powered By Blogger
 
;